Evren yeni yeni canlanmaya başlamıştı, kara madde, kara enerji, görünür evren dört temel kuvvetten farklı bir kuvvetle bir arada duruyorlardı. Sonra ne olduysa bu kuvvet ittiklerini çekmez oldu. Simetri kırıldı ve daha önce işitmediğiniz ışık hızını aşan bir gürültüyle çok büyük bir patlama oldu…herşey kaçacak yer arıyordu.. 380 000 yıl olmuştu ki Işık, Evren’in kendisinin kaçabileceği saydam bir ortama dönüştüğünü farketti. Bu müthiş birşeydi. Sonsuz özgürlüğün kapıları açılıyordu. O kadar da olsun; bir yanda kara madde, diğer yanda kara enerji.. (sahi bu karalar da bir zamanlar aydınlık olmasınlar..) görünen evrendeki 100 milyarlarca gökada ve herbirisinin 100 milyarlarca yıldızına, daha başka hidrojen ve toz parçacıklarına bakıcılık yapacak birine ihtiyaç vardı; o da bizim kozmik ardalan ışınımıydı.
Işık bu. Serbest kaldı bir kere, Işık hızıyla oraya, buraya koşacak. Artık oraya buraya sığmaz bir türlü. Eğer Evren’in genişlemesinden sorumlu bu ışık dersek, bu sefer de evren içten içe; demek sendin beni genişleten, bende sana öyle bir oyun oynayacağım ki, sürekli güçten düşecek ve zayıflayacaksın; ben genişlerken seni de kendimle her yere yayacak herkesten uzaklaştıracağım. Evren bunda başarılı olur; o patlamada gama ışığı olarak yolculuğa başlayan kozmik ışık, bugün mikrodalga ardalan olarak tüm evrene nüfuz etmiş vaziyette. Sıcaklığı düşe düşe 2,7 kelvine düşmüş. Düşünsenize 10 milyar yıl sonra 1,5 kelvine düşecek. Sonra bizim torunlar çok çok soğumuş evrendeki sıcaklığı ölçemeyecekler ve büyük büyük dedelerinin hangi devirde yaşadığını hiçbir zaman öğrenemeyecekler… desenize bu torunlara doğru dürüst geçmişe bakabilir bir evren bırakamadık, ya da aslında herşey bizim dışımızda gelişti öyle değil mi?
Evren’in ilk halinden kalan bu fosil ışınlar, COBE uydusu tarafından tespit edildi. Evren’in bebeklik fotoğrafıydı bu. Uzayın her yeri bu ışınlarla doluydu. Arno Penzias ve Robert Wilson’a şükranlarımızı sunalım, öyle ya Hawking bile beğenmiş; bu ışınların varlığının tespitine “yüzyılın keşfi” demiştir. Arkafon ışınlarının çok daha fazla şeyler barındırdığını iddia edenler var, ama ben şunu şöylemeden geçmeyeyim; Kozmik ardalan ile bebeklik selfisinde görünür Evren’in ilk hali de oradaydı; COBE uydusu bunuda tespit etti.
Yaklaşmakta olan bir yıldızın ışığı dopler kaymasına uğrar ve maviye, tersi durumda da kırmızıya kayar. Yaklaşmakta olan ambulansın sesini ince, uzaklaşanını da kalın duyarız. Işık aynı ışık, ses aynı ses ama kimisi rengini, kimisi sesini değiştiriyor. Biz de Wien yasasından ardalan ışınlarının sıcaklığını biliyorsak dalga boyunu hesaplıyoruz. Sıcaklık 2,725K ve mikrodalgaboyu 1,9 mm. Evren genişliyor mu? Genişleme hızını biliyoruz.. Hubble yasası uzaktaki gökadaların daha hızlı genişlediğini söylüyor bize…. yani evren bizden ve bize eşlik eden ardalanla aynı hızda genişliyor… ardalan kırmızıya kayıyor, sesi iyice boğuklaşıyor… sonuçta evrendeki ışığın %99,99 olan ardalan ışıma yaşlandıkça evren daha da soğuyor; bu soğuğa yıldızların hammaddesi hidrojen hariç kim dayanabilir ki?
Şimdilik bu kadar yeter… devam edeceğim…. Kozmik Ardalandandan 13,7 yıl hesabı nasıl yapılmış onu yazacağım."
Photo:https://lambda.gsfc.nasa.gov/product/cobe/